Prof. Dr. Ergun, 8 Eylül Dünya Fizyoterapi Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Covid-19 pandemisi ile ortaya çıkan ve sonrasında görülecek tüm sorunların giderilmesinde fizyoterapistler, özellikle pulmoner rehabilitasyonda çalışan fizyoterapistler olarak sağlık ekibinin yanında olduklarını söyledi.
Fizyoterapistlik mesleğinin tarihçesinin, M.Ö. 460 yıllarında önce Hipokrat’ın, sonra da Antik Roma'nın en önemli hekimlerinden Galen’in uyguladığı manuel terapi ve hidroterapi tekniklerine dayandığını belirten Prof. Dr. Ergun, yüzyıllar içinde gelişim gösteren bir bilim ve sanat dalı olan fizyoterapi ve rehabilitasyonun, özellikle 1900’lü yıllardan itibaren yaygınlaştığını ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında sistematik uygulamalar ve bilimsel yayınların arttığına dikkat çekti.
Prof. Dr. Ergun, “Fizyoterapi ve rehabilitasyon hayatın her anında, her yaşta insanın yanında olan bir sanat ve bilim dalıdır” ifadelerini kullandı.
FİZYOTERAPİSTLİK ÖNEMLİ BİR MESLEK
Fizyoterapistlerin sağlık profesyonelleri içinde önemli bir meslek grubunu oluşturarak sağlığın korunması, hastalıkların önlenmesi ya da çeşitli hastalıklardan kaynaklanan ağrı, fonksiyonel kayıplar veya engel durumlarının giderilmesinde rol aldığını anlatan Prof. Dr. Ergun, şunları kaydetti:
“Bebeklikten yetişkinliğe kadar uzanan hayat yolunda fizyoterapistler mesleklerini icra ederken hastalara birçok farklı alanlarda destek olurlar. Bu profesyonel destek sırasında yaşamlara elleriyle dokunur, hisseder, tedavi eder ve bedenleri güçlendirirler. Tüm dünyada bu meslek grubu tanınmakta ve her geçen gün farklı özelleşme alanlarıyla birçok branşlarda sağlık profesyonelleriyle çalışabilmektedir.”
FİZYOTERAPİSTLERİN ÇALIŞMA ALANLARI
Prof. Dr. Ergun, fizyoterapistlerin, fizyoterapi ve rehabilitasyon anabilim dalında ve özelleşme alanları olan “Kardiopulmoner Rehabilitasyon”, “Ortopedik Rehabilitasyon”, “Sporcu Sağlığı Fizyoterapi ve Rehabilitasyon”, “Nörolojik Rehabilitasyon”, “Pediatrik Rehabilitasyon”, “Kadın ve Erkek Sağlığı”, “El Rehabilitasyonu”, “Romatolojik Rehabilitasyon”, “Geriatrik Rehabilitasyon”, “Kanser ve Rehabilitasyon”, “Engellilerde Spor”, “Klinik Plates ve Yoga Eğitimi”, “Kronik Hastalıklarda Egzersiz” gibi pek çok farklı alanlarda çalıştığına vurgu yaptı.
Günümüzde fizyoterapistlerin kanıta dayalı uygulamaları kullanan, eğitim seviyesi, bilimsel yeterliliği ve mesleki yetkinliği yüksek sağlık profesyonelleri olarak etik kurallar çerçevesinde sadece hastalıkların tedavisinde görev almakla kalmadığını, aynı zamanda günümüzde çok değerli bir yere sahip "koruyucu rehabilitasyon" alanında da hizmet verdiklerine değinen Prof. Dr. Ergun, şöyle devam etti:
“Bu sebeple toplum sağlığı ve toplum temelli rehabilitasyon alanında önemli bir sağlık profesyoneli konumundadırlar. Fizyoterapistler birçok ülkede hastaneler, rehabilitasyon merkezleri klinikler, üniversiteler, enstitüler, huzurevleri yaşlı bakım merkezleri, evde bakım hizmetleri sağlık kampları ve kulüpler, kaplıcalar ve spa merkezleri, spor kulüpleri, spor merkezleri araştırma laboratuvarları ve okullar gibi birçok yerde istihdam edilmektedir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde sağlığı koruyucu ve geliştirici sağlık profesyoneli olarak görev yapmaktadırlar.”
TÜRKİYE’DE FİZYOTERAPİSTLİK
Türkiye’de de fizyoterapistlik mesleğinin güçlendiğini bilerek gururla yollarına devam ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Ergun, “Tüm fizyoterapistlerin 8 Eylül Dünya Fizyoterapi Günü’nü kutluyorum. Bu özel günde, fizyoterapistler olarak mesleğimizin hak ettiği değeri ve hakları kazanmasını diliyor, özünde insanı sevmeyi barındıran fizyoterapistlik mesleği temsilcileri olarak insan sağlığı için çabalamaya söz veriyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Ergun, “SANKO Üniversitesi fizyoterapistleri olarak; Covid-19 pandemisi sürecinde tüm sağlık çalışanlarını verdikleri insanlık dersi için kutluyor, hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.