Akciğer kanserinde özellikle son yıllarda çok umut verici gelişmeler var.
Son 5-6 yıl öncesine kadar ne yazık ki çok ciddi bir ilerleme sağlayamamıştık.
Akciğer kanserinin, tüm evrelerdeki toplam sağ kalımı tüm çabalara rağmen yüzde 15'den yüzde 17'ye çıkmıştı.
Ancak son 5-6 yılda çok daha iyi gelişmeler mevcut. Özellikle kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi ve cerrahideki gelişmelerle beraber hastalara çok daha iyi tedavi seçenekleri sunmaya başladık.
Bunun yanı sıra tanı koyabilme oranlarımız da eskisine göre çok daha iyi.
Artık hastalara çok daha erken dönemde tanı koyabiliyoruz.
Özellikle kansere yönelik bilinçlendirme çabaları, tütün ürünlerinin zararları konusundaki farkındalık, tanı metotlarındaki gelişmeler sayesinde kanseri daha erken dönemde yakalayabiliyoruz.
Dolayısıyla daha fazla hastaya en etkili tedavi olan ameliyat şansını kullanabiliyoruz.
Ameliyatla tekniklerinde de önemli gelişmeler var. İşlemleri genellikle kapalı metotla yapıyoruz (videotorakoskopik veya robotik). Kapalı metot olunca hasta ameliyatı daha rahat tolere edebiliyor.
Örnek vermek gerekirse geçtiğimiz sene (2019) yaptığım kanser ameliyatlarının 87’sini kapalı metotlarla yapmışım. Geri kalanını ise küçük kesilerle yapmışım. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim ki küçük kesi ya da kapalı metot demek ameliyat şeklinde bir değişiklik demek değildir. Ameliyat prensiplerinden ve kanser cerrahisi prensiplerinden hiç bir şekilde ödün vermemek gerekir.
Özetle, son zamanlardaki gelişmelerle, teknolojik ilerlemelerle ve yeni gelişen metotlarla akciğer kanserinde 5-6 yıl öncesine kadar çok daha iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebiliriz.