18.7.2020 tarihli ve 31189 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik’in ilçe millî eğitim müdürlüğü kadrolarına atamayı düzenleyen 23. maddesinde değişikliğe gidildiğni belirten Ramazan Bayram, “ ilçe millî eğitim müdürü kadrolarına yazılı veya yazılı ve sözlü sınavı kazanarak atanmış olmaları şartıyla eğitim kurumu müdürlüğü görevinde veya şube müdürü kadrosunda görev yapmış olanlar arasından atama yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Eğitim yönetiminde aslolan, eğitim kurumu yöneticiliğinde edinilen tecrübenin üst kadro ve unvanlarda da değerlendirilmesidir. Bu esas çerçevesinde görevlendirilme usullerine dayalı olarak herhangi bir ayrıma gidilmeksizin eğitim kurumu müdürlerinin ilçe/il millî eğitim müdürlüğü/müdür yardımcılığı görevi üstlenebilmeleri sağlanmalıdır. Ne yazık ki 18 Temmuz 2020 tarihli değişiklikte bu esas göz ardı edilerek sadece yazılı veya yazılı/sözlü sınav sonucuna dayalı olarak görevlendirilen yöneticiler için bu imkân sağlanmıştır. Yazılı sınava dayalı olmaksızın görevlendirilen eğitim kurumu müdürlerinin kapsam dışı bırakılması kabul edilemez. Hukukun ve kamu personel mevzuatının temel ilkelerine aykırı bu türden bir düzenlemenin hakkaniyete, liyakat ve kariyer sistemine, kazanılmış tecrübenin ve yetişmiş insan gücünün etkin bir biçimde kullanılması gerekliliğine zarar verdiğine de şüphe yoktur” şeklinde konuştu.
“2009 tarihli eğitim kurumu yönetici görevlendirme yönetmeliğinden 2018 tarihli yönetmeliğe kadar geçen dönem zarfında yürürlükte olan yönetmeliklerde, eğitim kurumu müdürlüğüne münhasır bir yazılı sınav yapıl(a)madığı dikkate alındığında, bu dönem zarfında yazılı sınava tabi tutulma imkânı yokken görevlendirilen eğitim kurumu müdürlerinin ilçe millî eğitim müdürü olma haklarının ellerinden alındığı görülmektedir. Bu nedenle, hukuka ve kanuna aykırı olan söz konusu düzenlemeyi yargıya taşıdık” ifadelerini kullanan Bayram, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğindeki yüksek lisans mezuniyetine verilen hizmet puanında tezli-tezsiz ayrımı yapılması ile takdir-teşekkür-aylıkla ödül belgelerinin puanlama dışında tutulmasını öngören yönetmelik değişikliğini de dava ettiklerini söyledi.
Eğitim Bir Sen Adıyaman Şubesi Başkan Yardımcısı Ramazan Bayram sözlerini şöyle sürdürdü:
“19.6.2020 tarihli ve 31160 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde hizmet puanının hesaplanması ekseninde bir kısım değişiklikler yapılmıştır. Yüksek lisans mezunu öğretmenlere hizmet puanı verilmesi öngörülmüş, ancak yüksek lisans mezuniyetleri arasında tezli yüksek lisans-tezsiz yüksek lisans şeklinde bir ayrıma gidilerek farklı bir puanlama getirilmiştir. Fakat öğretmenlere yüksek lisans mezuniyetleri nedeniyle hizmet puanı verilmesinde tezli-tezsiz yüksek lisans arasında ayrım yapılmasını haklı ve makul gösterecek, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygunluk yönünden hiçbir gerekçe mevcut değildir. Nitekim 2023 Eğitim Vizyonu’nda da vurgu, lisansüstü eğitimin teşviki ve geliştirilmesi yönündedir.”
Yönetmelik değişikliğinde, başarı, üstün başarı ve ödül alanlara ilave hizmet puanı verilmesi de öngörülmektedir. Ancak başarı, üstün başarı ve ödül kavramları, kamu personel mevzuatına 13.2.2011 tarihinde 657 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle girmiştir. Bu tarihten önce bu belgelerin alınması hukuken ve fiilen mümkün değildir. Lakin 6111 sayılı Kanun değişikliği öncesi 657 sayılı Kanun’un 122. maddesi çerçevesinde öğretmenler (ve diğer kamu personeli) teşekkür, takdir belgesi ve aylıkla ödül almaktaydı. Söz konusu belgeler, 13.2.2011 tarihinden itibaren veril(e)memekte ise de hukuk âleminde halen varlıklarını sürdürmektedir. Nitekim eğitim kurumu yöneticilerinin görevlendirmeye esas başarı puanının belirlenmesinde bu belgeler puanlamaya dâhil edilmektedir. Bu nedenle, hukuka, kanuna aykırı ve eksik düzenleme niteliğinde gördüğümüz söz konusu değişikliklerin iptali istemiyle idari yargıda dava açtık.”
Ramazan Bayram hukukun üstünlüğü ve kazanılmış hakların muhafazası için açılan davaların kamu çalışanlarının lehine sonuçlanacağına inandıklarını vurgulayarak “kamu çalışanlarının hak arama mücadelesinde yetkili sendika olarak her türlü sorumluluğu omuzlayacak kudretimiz ve gücümüz var ve bu gücümüzü üyelerimizden alıyoruz” dedi.