Başkanı Dağtekin, 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişiminin üzerinden tam 6 yıl geçtiğini hatırlattığı mesajında “Üzerinden değil 6 yıl, 60 yıl geçse bile unutmayacağımız ve unutturmayacağımız bir hakikat var, o da; emperyalist güçlerin sürekli tetikte olduğu ve Türk milletini tarih sahnesinden silmekten başka bir arzularının olmadığıdır. Kaldı ki, yakın tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. 27 Mayıs ve 12 Eylül ne ise, 15 Temmuz da bizim için odur. 28 Şubat muhtırası ve 17-25 Aralık yargı darbe girişimi gibi, 15 Temmuz da, aynı ihanet sarmaşığının bir başka kolu ve bir başka versiyonudur. Dolayısıyla hepsinin ortak bir hedefi var; o da Türkiye’nin bekasını, ülkenin bölünmez bütünlüğünü, milletin birlik ve beraberliğini baltalamak ve de parçalamaktır. Ama ne yaparlarsa yapsınlar; hangi senaryoyu yazıp, hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar, bunu başaramayacaklar. Hain emellerini diledikleri kadar kurgulasın, ihanet planlarının üzerinde istedikleri kadar kuluçkaya yatsın ve önlerine kim gelirse kukla olarak kullansınlar, hiç önemli değil. Çünkü bu milletin sarsılmaz imanı, vatan ve bayrak aşkı karşısında yerle bir olup kalacaklar” ifadelerini kullandı.
Türk demokrasisinin, bedel ödeye ödeye bir seviyeye geldiğini, ne pahasına olursa olsun o noktayı korumaya ve çıtayı daha yükseğe taşımaya da kararlı olduklarını vurgulayan Dağtekin şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bugünlere milletimizle çok özel bir güven ilişkisi kura kura geldi. Yıkılamaz denilen vesayet mekanizmalarını alaşağı etti. Türkiye'nin altyapısını baştan aşağı yeniledi. Terör örgütlerinin belini kırdı. Darbeler atlattı. Ayaklanmalar bastırdı. Tarihin kaderinin değiştiği gün, 27 Nisan e-muhtırasının verildiği gece yarısından sonra oldu. Bir cesur ses, Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan çıktı ve ‘Yapamazsınız, yeter söz milletin’ dedi ve siyasete ayar vermeye kalkanlara ‘dur’ dedi. Aynı gür ses 15 Temmuz darbe kalkışmasında da, gücünü aldığı milletine seslendi ve ‘Demokrasimize sahip çıkın, meydanlara çıkın’ dedi ve milyonlar bir milli şuurla darbecileri durdurdu. Ve yine Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Hesap vereceksiniz’ dedi ve o hesap görüldü, görülmeye de devam ediyor. Aziz milletimizin Dünya Demokrasi Tarihi’ne kanıyla, canıyla yazdığı 15 Temmuz Demokrasi Destanı, milli hafızamızdan asla silinmeyecek kadar büyük bir öneme sahiptir. O hain girişim, tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı ama hafızalarımızda halen daha canlı ve dipdiri. Vatan, milletine, bayrağına, davasına her daim sadık olan Adıyaman’ımız ise 15 Temmuz gecesi de en ön saflarda yer alarak teşebbüsünde yurdun dört bir sathına örnek teşkil eden muhteşem bir duruş sergilemiştir. Şükür ki; bu hain girişim necip milletimizin feraseti ve cesaretiyle etkisiz kılınmış ve ülkemiz derin bir uçurumun kenarından döndürülmüştür. Vatan haini FETÖ ve işbirlikçilerinin kanlı darbe girişimi karşısında vakur, cesur ve âlicenap tutumuyla milletimizin 15 Temmuz gecesindeki onurlu duruşu tarihin her bir sayfasında nesiller boyu şükranla anılacaktır. Tarih; Demokrasi Destanı’nın nasıl gerçekleştiğini, aziz milletimizin cesaret ve dirayetini, Başkomutanımızın, Devlet Başkanımızın ferasetini, kahramanlarımızın Allah rızası uğruna nasıl şehit olduğunu büyük bir kıvançla yazacaktır. Bu vesileyle vatanımız, milletimiz, ezanımız ve ay yıldızlı bayrağımız uğruna şehit düşen tüm kahramanlarımızı saygı, sevgi, hürmet ve minnetle anıyorum. Destan yazdığımız o gece gazilik mertebesine ulaşan yiğitlerimize şükranlarımı sunuyorum. Bütün şehitlerimizin ruhları şad, makamları cennet olsun”