SANKO Üniversitesi Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı da olan Dr. Öğr. Üyesi Çınar, bel fıtığı (lumbal disk hernisi) ve tedavisi konusunda yaptığı değerlendirmede, omurganın bel kısmında beş adet omur- disk bulunduğunu ve vücut ağırlığının en çok yük taşıyan bölgesi olduğunu kaydetti.
Dr. Öğr. Üyesi Çınar, bel fıtığını, “Bel bölgesindeki omurlar arasındaki disklerin ağır kaldırma, ani olarak öne eğilme, düşme gibi nedenlerle yırtılması ve kayarak bacağa giden sinirlere baskı yapması ile oluşan durum” sözleriyle tanımladı.
BEL FITIĞININ BELİRTİLERİ
Bel fıtığının 30- 50 yaş arasında ve erkeklerde daha sık görüldüğüne vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Çınar, belirtilerini ise şöyle sıraladı:
“- Alt bel bölgesinde ağrı: Ağrı şikayetleri öksürme, hapşırma veya uzun süre ayakta durma ile daha da kötüleşebilir. Ayrıca bel kaslarında spazm oluşabilir.
- Belden bacağa yayılan ağrılar: Bel fıtığının en önemli belirtilerinden biridir.
- Uyuşukluk: Bacaktaki ağrıya ek olarak uyuşma, keçeleşme gibi semptomlar görülebilir.
- Kas zayıflığı: Geç dönemde oluşur.
- Mesane veya bağırsak fonksiyonundaki değişiklikler: Nadiren görülür, bağırsak veya mesane işlevi de etkilenebilir. İdrar yapamamaya bağlı olarak mesane dolar ve damla damla idrar kaçırma ortaya çıkar.”
RİSK FAKTÖRLERİ
Bel fıtığının risk faktörlerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Çınar, özetle şu bilgileri paylaştı:
“- Hareketsizlik: Hareketsiz yaşam kaslarda zayıflamaya olur ve biyomekanik denge bozulur.
- Meslek: Ağır fiziksel aktivite ve ağırlık kaldırma gerektiren meslekler ile uzun süre ayakta durma veya oturma gerektiren mesleklerde çalışanlarda bel fıtığı riski daha yüksek. (Masa başında çalışanlar, uzun yol şoförlüğü yapanlar, inşaat işçileri, vb.)
- Aşırı kilo- obezite: Disklerde baskıya ve omurgaya ek yük binmesine neden olur.
- Genetik: Ailesinde bel fıtığı hastalığı olanlarda görülme riski daha yüksektir.
- Sigara içmek: Sigaradaki toksik maddeler sıvı kaybına neden olarak diske giden oksijen kaynağını azaltır. Bu durum diskin daha çabuk yaşlanmasına neden olur.”
BEL FITIĞI TANISI
Bel fıtığı tanısı için öncelikle hastanın şikayetlerinin dinlenip, ayrıntılı nörolojik muayene yapılması gerektiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Çınar, “Röntgen ve bilgisayarlı tomografi de faydalı olmasına rağmen esas tanı aracı Manyetik Rezonans Görüntülemedir (MR)” dedi.
Hiçbir şikâyeti olmayanlarda MR çekildiğinde yüzde 25 bel fıtığı tespit edilebileceğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Çınar, klinik bulgu olmaması durumunda, MR’da fıtık görülmesinin anlamı olmadığına dikkat çekti.
BEL FITIĞINDA TEDAVİ
Bel fıtığının, çoğunlukla istirahat, ilaç tedavileri (4-6 hafta) ve fizik tedavi ile ameliyata gerek kalmadan düzeldiğini bildiren Dr. Öğr. Üyesi Çınar, “Bu tedavilere ek olarak bel bölgesine çeşitli enjeksiyon ve algolojik (ağrıya yönelik) tedaviler de yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.
BEL FITIĞI AMELİYATI
Dr. Öğr. Üyesi Çınar, bel fıtığı olan hastalarda ameliyat gerektiren durumları şöyle özetledi:
“ - Ağrı: İlaç ve diğer tedavilerle ortalama 4-6 hafta geçmesine rağmen ağrının devam etmesi, en sık cerrahiye başvurulma nedenidir.
- His ya da kuvvet kaybı: Eğer his ya da kuvvet kaybı ilerliyorsa mutlaka cerrahi yöntemlere başvurulmalıdır. Ağrı ilerlemiyor hatta geriliyorsa diğer tıbbi seçenekler değerlendirildikten sonra operasyona karar verilir.
- İdrar / gaita kontrolünün kaybı: Bu durumda acil ve tek seçenek ameliyattır.12-24 saatten sonra ameliyat yapılsa dahi düzelme oranı çok azdır.”
Dr. Öğr. Üyesi Çınar, ameliyat yöntemleri ile ilgili şöyle konuştu:
“Açık ameliyat (diskektomi) artık çok nadiren yapılmaktadır. Bel fıtığı cerrahisinde genel kabul gören ameliyat şekli mikroskobik diskektomidir. Mikroskop eşliğinde küçük bir kesi ile açık ya da tüplerle ekartasyon yapılarak uygulanır. Bu yöntemle çevre dokular daha az zarar görür ve iyileşme süreci daha hızlı olur.
Endoskopik diskektomi ise günümüzde uygulansa bile hala tanımlanma ve öğrenilme aşamasındadır. Ancak sonuçları mikrodiskektomiden çok farklı değil.”
AMELİYAT SONRASI İYİLEŞME SÜRECİ
Bel fıtığı ameliyatı sonrası hastanın 4-6’ncı saatte ayağa kaldırıldığını ve tuvalet ihtiyacını kendisinin giderebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Çınar, şöyle devam etti:
“Ameliyatın birinci gününde taburcu edilir. Hastanın mesleği ve işinin ağırlığına göre, üçüncü gün (hafif masa başı işi, kısa süreler) ile altıncı hafta arasında (ağır beden işi) iş yaşamına dönmesi beklenir. 12’nci haftadan itibaren giderek arttırılarak spor yapabilir.”
NELERE DİKKAT EDİLMELİ
“Öne ve yanlara doğru eğilme gibi hareketler yapılmamasını isteyen Dr. Öğr. Üyesi Çınar, şu uyarılarda bulundu:
“Yerden bir şey alınacaksa, belden eğilmeden çömelerek alın, 3- 5 kg’ı geçen ağırlık kaldırmayın, otururken bel boşluğunu dolduracak şekilde bir yastıkla destekleyin ve uzun süre oturmayın, soğukta kalmayın, açık pencere veya havalandırma önünde durmayın.”