Muhalefet dediğin, görülmeyeni gören, duymayanları uyarandır!
Yerelde ve genelde iktidarın eksiklerini söylerken, öneri getirir, çözüm yolları gösterir.
Masa başında açıklama yapmak yerine, sokakları, caddeleri gezerek, vatandaşla buluşur.
Tabi bu işler her gün olur, seçim kapıya dayandığında değil!
Nereye gitsem, kiminle konuşsam herkesin ağzında aynı cümle var:"Muhalefet boş işlerle uğraşıyor."
Kısacası, muhalefet partilerinin yetersizliği ortada. Sorun üretmekte üzerlerine yok. Hele CHP, aman Yarabbi!
İşi gücü bırakmışlar; hizip, adam harcama, kumpas mevzuları yine zirve yapmış durumda.
Sürekli aynı yerde durma, kendini geliştirememe.
Bu da yetmemiş gibi...
Densizin biri çıkıyor, 'Türkçe ezan' diyor!
Kim bu adam, CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz!
Elin adamı yapay zekâ diyor, icat üzerine icat yapıyor.
Bizim Yılmaz Efendi, ayağında top çevirip, patinaj yapıyor. Her ne kadar partisi tarafından kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilse de, durum ortada!
Oysa ezanın Türkçesi, Çincesi, Fincesi, Fransızcası veya İngilizcesi olmaz. Ezan, ezandır. Ezan Türkçe okunmaz, okunamaz.
Neden mi?
Ezan Arapçadır; evrensel bir çağrı, ortak dildir.
Seçim yaklaşıyor...
Vatandaşa kendinizi ispat etmek, projeler ortaya koymak yerine, sürekli milletin değerleriyle alay edilerek, kin ve nefret tohumlarını sulayarak mı belediyelerde başarı elde edeceksiniz?
CHP bu muhalefet kafasıyla; gurur, kibir, "bizden olanı" yüceltip bir başkasını değersizleştirme sığlığına devam ediyor!
Sonra da halkı suçlayarak, "bizi neden anlamıyorlar" diyorsunuz!
***
TAKIMIN KUMAŞI BELLİ!
Kimi, kime şikâyet edelim, eleştirilim.
Bursaspor'un kalitesi ortada.
İki metre kumaştan, takım elbise çıkmaz.
Ya ceket eksik olur, ya da pantolon.
Takımın gücü bu, Kasımpaşa karşısında hiçbir varlık gösteremedi.
Rakibi karşısında üstün olamayan, hata yapmaya zorlayamayan bir takımdan ne bekliyoruz.
Neyi ve kimi eleştireceğiz ki?
Yetenekli adamların yok!
Bu iş sadece mücadele etmekle olmuyor işte!
Gücün belli.
Bir de kumaşın!
Devre arasında takviye yapılmazsa, başımız yine ağrıyabilir!
***
BEKÇİLER HUZUR GETİRDİ
Yaklaşık 26 yıl sonra sokaklara geri döndüler.
İyi ki dönmüşler, sabahın ilk ışıklarına kadar ortalıkta dolaşan suç makinalarının korkulu rüyası oldular.
Sayelerinde,
Bu yılın 10 ayında mal varlığına karşı işlenen asayiş suçlarında yüzde 25.5 azalma meydana geldi.
Hırsızlık, yankesicilik, oto hırsızlığı, yağma, kapkaç gibi yoğun işlenen asayiş suçlarında ciddi düşüş var.
***
Bekçileri gece yarısı caddede, sokakta gören vatandaşlar kendilerini güvende hissediyor; şeytana uymak isteyenler ise süt dökmüş kediye dönüyorlar.
***
BİR SÖZ
Şehirleri yaşanılabilir hale getirmek bizim elimizde.
Cem Yılmaz