Ülkemizin içinde bulunduğu salgın sürecinde çiftçilerin yaşadığı zorluklara değinen Tutdere, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de salgın nedeniyle sağlık açısından zor günlerden geçiyor. Zaten ekonomik olarak zor günler geçiren ülkemiz bir de salgının etkisiyle ekonomik olarak daha da zor bir sürece girmiştir. Bu zor süreçten en çok etkilenen, en çok mağdur olanlar tarımla uğraşanlar, çiftçiler ve köylüler. Özellikle pahalı mazot fiyatları, ilaç fiyatları, tarımdaki girdi fiyatları çiftçilerimizin mağduriyetini artırıyor. Umarız, çiftçilerimizden salgın sürecinde daha çok üretmelerini bekleyen, bu yönde çağrılar yapan yönetenler çiftçilerin sorunlarına da bir çözüm getirir veya çözüm önerilerimizi hayata geçirirler.” ifadelerini kullandı.

SULAR ALTINDA KALDIK AMA SULU TARIMA HASRET KALDIK 

Tutdere, Adıyaman’ın tarım kenti olduğunu vurgulayarak, “Adıyaman, özellikle sarmalık tütünün başkenti. Adıyaman’da çiftçilikle uğraşan yurttaşlarımızın yığınla sorunu var. Bu sorunların başında sulama geliyor. Adıyaman'ımız üç tarafı sularla çevrili bir il ancak bugüne kadar özellikle sulama projeleri, barajlar bitirilemediği için, pompaj sistemleri bitirilemediği için suyun kenarında kuru tarım yapmak zorunda kalan veya çiftçilik yapamayan yurttaşlarımız var. Gün aşırı müjdeler veriliyor, barajlarla ve sulama projeleriyle ilgili. Ancak bu müjdelenen barajlar ve sulama sistemleri lafta kalıyor. Ya ödenek olmadığı için projelerine başlanamıyor, ya da inşaat çalışmaları çok ağır ilerlediği için bitirilemiyor. Adıyamanlı çiftçiler, her fırsatta siyasi malzeme olarak kullanılan bu projelerin bir an evvel hayata geçirilmesini, Adıyaman topraklarının suyla buluşmasını bekliyor.” dedi.

TÜTÜN ÜRETİCİSİ ÇÖZÜM BEKLİYOR

Adıyaman'da özellikle mayıs ve haziran aylarının tütün dikim ayları olduğuna işaret eden Tutdere, “Şu an tarlada, güneşte çalışan tütün üreticilerimizin çok ciddi bir kaygısı var. Nedir bu kaygı? Şu an diktiği tütünü önümüzdeki dönem hasattan sonra satıp satamayacağının garantisinin olmaması, bütün tütün üreticilerinin uykusunu kaçırıyor. Özellikle geçen dönem, parlamentodan kaçakçılık kanununa eklenen bir fırkayla yetkili kurumlardan yetki belgesi almadan tütün, satan, satışa arz eden, nakleden, bulunduranlara üç yıldan altı yıla kadar hapis cezasını öngören bir yasa çıkmıştı. Bu yasanın yürürlük tarihi yaklaşıyor. Dolayısıyla çok kısa bir süre sonra bu yasanın yürürlüğe girmesi söz konusu olacak. Tabii ki bu tablo karşısında başta Adıyaman tütüncüleri, Türkiye genelindeki tütün üreticileri ve çiftçilerimiz şu anda ciddi anlamda kaygı duyuyorlar.” ifadelerini kullandı.

KABAHAT KURUMLARIN, CEZA ÇİFTÇİYE YÜKLENİYOR

Tutdere, daha önce parlamentoda çıkan yasayla, tütün üreticilerinin kurdukları kooperatifler aracılığıyla tütünün alınması, satılması, ticaretinin önü açıldığını belirterek, “Ancak bu yasaya paralel olarak ilgili kurumlar, ilgili bakanlıklar bugüne kadar bu kooperatiflerin üretim tesislerinin kurulması, bunun iç piyasada pazarlanması konusundaki yönetmelikleri ve mevzuat çalışmalarını maalesef yapamadılar. Bunu yapamadıkları için de kurulan kooperatifler kâğıt üzerinde kaldı, tesisleşemediler, üreticiler bir araya gelip mevzuata uygun tesisleşme yapamadılar, gerçekleştiremediler. Dolayısıyla burada kabahat kurumların, idarenin. Kurumların kabahatinin, kurumların görevlerini zamanında yapmamış olmasının doğurduğu sonuçları, cezaları çiftçilerimiz çekecektir. Ben de bir çiftçi çocuğu olarak üreten, emek harcayan, ülke ekonomisine katkıda bulunan ve zor şartlar altına geçimini sağlamaya çalışan Türkiye'deki bütün çiftçilerimizin gününü kutluyorum.” dedi.

Editör: TE Bilisim