Ali Deniz, “Memur Sen olarak bütün çalışanların hakkını gözettik, hak ve özgürlük mücadelesinde yetkiyi devraldığımız günden bu güne geride bıraktıklarımız kadar ileri taşıdığımız ve taşıyacağımız; gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz pek çok şey var” dedi.
5. Dönem Toplu Sözleşmede kamu görevlilerinin haklı beklentileri karşılanamadığı için mutabakatsızlıkla sonuçlandığını ve tahkime gidildiğini hatırlatan Deniz, Kamu İşveren gibi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun da kararları nedeniyle tartışıldığını ifade etti.
Toplu Sözleşme Süreçlerine yardımcı hizmetler, teknik ve genel idare hizmetlerinde çalışan emekçilerin sorunlarını taşımaya devam edeceklerini söyleyen Deniz, “3600 ek gösterge çalışması ile ilgili olarak tüm kamu çalışanlarının dahil edildiği müjdesini duymak istiyoruz. Biz diyoruz ki artık 3600 ek göstergede verilen sözler tutulsun, tüm kamu görevlilerini kapsayan, paydaşlarıyla birlikte, hukuk devletinin gereğinin işaret ettiği hak ve adalet temelli bir çalışma yapılsın” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığında yönetici statüsünde bulunan ancak yöneticilik imkânlarından faydalandırılmayan şef ve şube müdürlerinin bulunduğunu ve bu çalışanların daha önce 15 saat ek ders ücreti aldıklarını, ancak bu hakkın bugün kullandırılmadığını hatırlatan Deniz, “ bu arkadaşlarımıza hakları olan ve ek ödeme yasasıyla kesilen ücret hakları iade edilmelidir. Konu ile yasal düzenlemelerin bir an önce başlatılması gerekir” dedi.
Eşiti işe eşit ücret konusuna da değinen Deniz, “Eşit işe eşit ücret ilkesinden hareketle, şube müdürü ve şef gibi kadrolara ait mali hakların, Adalet Bakanlığı için yapılmış olan belirlemeler esas alınarak düzeltilmesi sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
Ali Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: “Milli Eğitim Bakanlığı teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının talep ettikleri unvan değişikliği sınavına giriş hakkı verilmelidir. Ayrıca 4/C statüsünden 4/B’ye kadrosuna alınanların ücretlerinde hala bir iyileştirme ve denkleştirme yapılmamıştır. Bu kadroda çalışan arkadaşlarımız tek çatı altında aynı işi yapmalarına, aynı statüde bulunmalarına rağmen farklı ücrete tabi tutulmaktadır. Bu hakka ve adalete sığmaz.”
“Yardımcı hizmetler sınıfında bulunan çalışanların çalışma saatleri ve görev tanımları ile ilgili belirsizlik hala devam etmektedir. Bu durum beraberinde bu çalışanların emeklerinin istismarını kolaylaştırmaktadır. Bir çok okulumuzda, özellikle ikili öğretimin yapıldığı kurumlarda hizmetli çalışanlarımız 12 saat üstünde mesai yapmamaktadır ve bu çalışmanın ücret olarak bir karşılığı da ödenmemektedir. Söz konusu durum hizmetli norm esaslarının belirlenmesi ve fazla mesai ücreti ödemesi ile giderilmelidir.”