EKONOMİ REÇETESİ

Ekonomi bir muhasebe işi mi yoksa külli bir muktesabat mı? İnsanların yaşayabilmeleri için üretme ve bölüşme faaliyetlerine ekonomi deniyor.

Hayatın mihverine sokuşturulmaya çalışılan bu kavram insan realitesine açılmış bir savaş aslında… Felahı ekonomik zenginlikte gören bu düşünce toplumun temel dinamiklerini yıkmaktan öteye geçmiyor. Ekonomisi gelişmiş toplumlardaki bunalımların temel müsebbibi bu aslında.

İnsan salt “meta” olarak gören bu düşünce çok da yabancı olmadığımız bir bakış açısı. Ferdi istidatlarından koparıp sadece gözleriyle düşünen bir varlık haline getirme çabası. Ekonomisi düzgün toplumlardaki meditasyon ayinleri bir kaçış ya da bir dinginlik limanı.. Maddenin verdiği doyumsuzluktan bir nebze kaçış… Her gün cinnet haberlerinin tek dayanağı aslında… İnsanın gerçeklerinden sıyrılışı.

Buhranlarla dolu Avrupa’ ya duyulan teveccüh en ızdıraplı yönü Görememek..

Ekonomisi olan tek varlık insan. Başka canlılarda bunu muşahade edemeyiz. Hesaplı yiyen bir eşeğe ya da ineğe denk gelemeyiz. Üryan insanın bu hesabı yapması yaşama telaşına düşmesi ne garip.

Sevgili dostlar, ekonomik refahın tek reçetesi “ahlak”. İstidatlarını ön plana çıkaran bu meziyetlerini kullanan insana ihtiyacımız var. Meta için yaşayan insan için metayı huzur için önemli bir argüman olarak kullanmak gerekiyor. Böylelikle güzel insanı ortaya çıkarabiliriz.

Ahlakı bir yapbozun ana resmi olarak düşünebiliriz. Bir de ahlakın unsurlarını çok uzaklarda aramaya gerek yok kendi fenerlerimize bak yeterli sadece… Yazımıza burada son verirken kutuplarımızın bu nadide düşünceleriyle sizleri başbaşa bırakıyorum. Selam ve dua ile..

Mevlana “Hayvan otla semirir ; insan yücelikle , şerefle gelişir.”

Yunus Emre “ Az sözün erin yüküdür, çok söz hayvanın yüküdür.”

Sezai Karakoç “ İnancın yapısı utançlıktır, her şey tam olsa da utancını yitirmiş bir medeniyet sağlıksızdır.”

Hacı Bektaşı Veli “ Göze nur gönülden gelir.”

Mehmet Akif Ersoy “ İki çeşit insan vardır: Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşenler ,zaman geçtikçe hatalarıyla yüzsüzleşenler.”