Valilik konferans salonunda düzenlenen toplantıya, Vali Erin’in yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Metin Düz, İl Emniyet Müdürü Selçuk Doğuş ve Sosyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Eraslan da katıldı.
Toplantının başında bir değerlendirme yapan Vali Erin, yaptığı değerlendirmenin ardından Suriyelilerin tespit ve önerilerini dinledi.
Suriye’de yaşanan kargaşa ve iç savaşın başlamasının üzerinden on yıldan fazla bir süre geçtiğini hatırlatan Vali Erin, Suriye’de yaşanan acı ve sıkıntıların bir an önce son bulmasını dileyerek, “Suriye’deki krizin ilk gününden itibaren Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Suriyeli kardeşlerinin yanında yer almaya, onları desteklemeye devam etti. Bu politikasında da on yıldan beridir hiç değişiklik olmadı. Türkiye; ekonomik, sosyal, siyasal tüm imkânlarını ve araçlarını, Suriye halkının güvenli ve huzurlu bir ortamda yaşamaları, Suriye yönetiminin sükûna ermesine yönelik çalışmalarda kullandı ve kullanmaya devam ediyor.” dedi.
Fırat’ın batısında ve doğusunda Türkiye’nin terörden arındırdığı bölgelerde imar ve inşa faaliyetlerinin son hızla devam ettiğini anımsatan Vali Erin, Telabyad ve Resulayn’ın köyleriyle birlikte her geçen gün yaşanabilir yerler haline gelmeye devam ettiğini ifade etti.
Barış Pınarı Bölgesinde başta eğitim ve sağlık olmak üzere hemen her gün yeni bir tesisin hizmete açıldığını kaydeden Vali Erin, Suriyelilere hitaben, “Memleketiniz Telabyad ve Resulayn’da bugün yerel meclisler, güvenlik birimleri, sağlık teşkilatı, tarım teşkilatı, tapu hizmetleri, sosyal hizmetler gibi kurum kuruluşlar, belediyeciliğin her alanında kurum kuruluşlar, imkân ve bütçeleri de oluşturulmak suretiyle tüm hizmetlerin sunulduğu, hastanelerin inşa edildiği, 450 civarındaki tüm okulların yine Türkiye Cumhuriyeti’nin tedarik ettiği öğretmenler aracılığıyla çocukların yeniden eğitim öğretim görüyorlar.
Tüm camilerimiz elden geçirildi, onarıldı, cemaatin istifadesine sunuldu. Fırınlar yapıldı, yollar yapıldı, içme suyu ulaşmayan yer kalmadı. Elektrik hizmeti sunuldu, aşevleri yapıldı. Bölgedeki yetimler, dul kadınlar, engelliler, bir geliri olmayan, yardıma muhtaç insanların tamamı ev ev dolaşılmak suretiyle tespit edildi ve ihtiyaçları tedarik edilerek, kendilerine sunuldu.
Spor alanları yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bugüne kadar devlet olarak orada her gün AFAD ve Kızılay üzerinden yardım elimizi oradaki muhtaç insanların üzerinden çekmedik. Yardımları düzenli olarak ulaştırmaya, sivil toplum kuruluşlarının yardımlarını bölgeye iletmeye devam ediyoruz. Aynı şekilde Türkiye’deki sağlık hizmeti kalitesini bölgeye de ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu, meselenin Suriye tarafı. Daha sayısız sunulan hizmetler, götürülen yardımlar ve verilen destekler ile ortaya konulan büyük bir fedakârlık var.
Tüm bunlardan, Türkiye Cumhuriyeti olarak bir beklentimiz var; Allah rızasını kazanmak, mağdur ve mazlum insanların yanında durmak. Bölgenin huzurlu ve güvenli hale getirilmesi, terör örgütleriyle etkin bir mücadele ortaya koyarak hem Türkiye’ye yönelik tehdidi ortadan kaldırmak hem de terör örgütlerinin oradaki insanlar üzerindeki baskısını ortadan kaldırarak, huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlamaktır.” dedi.
Konuşmasında, Şanlıurfa’da yaşayan 450 bin kadar Suriyeliye yönelik yapılan hizmetler hakkında da bilgiler veren Vali Erin, kampların kapatılarak halkın meskûn mahallerde iskân edilmesi, misafir Suriyeliler ile yerel halk arasında önemli sayılacak bir problem çıkmadığını hatırlatan Vali Erin, toplumu etkileyecek ve derin izler bırakacak durumların önüne istişare ve sağduyu ile geçildiğini ifade etti.
Şanlıurfa’da yaşayan Suriyelilere yönelik toplumsal kural, gelenek görenek ve aşırılıklara kaçma konusundaki uyarılarını yinelediklerini belirten Vali Erin, esnar, muhacir ilişkisi tadında bugüne kadar getirilen birlikteliğin, Suriye’deki durum normale dönünceye, buradaki kardeşlerimiz ülkelerine dönünceye kadar devamını diliyoruz.” diye konuştu.
Suriyeli kanaat önderleri, din adamları ve aşiret liderlerine, Suriyeli halka iletilmek üzere mesajlar aktaran Vali Erin, daha sonra katılımcılara söz hakkı vererek talep ve beklentilerini dinledi.