Ali Deniz, İLKSAN’ın dünden bugüne mali sorunlarıyla gündem olduğunu, hukuki ve yönetsel sorunların üyelerin aleyhine işlediğini bunun en önemli sebebinin de mevcut statüko ve yönetim tarzı olduğunu söyleyerek İLKSAN'ı mevcut durumunun eğitim çalışanlarına hizmet vermekten, birikimini değerlendirmekten uzak olduğunu, yenilikçi ve çağdaş bir yönetim kurulu oluşturmak, İLKSAN ve üyelerinin hak ettiği itibarının iadesi için 3 Nisan tarihinin İLKSAN'daki yenilik ve değişimin habercisi olacağını söyledi.

“İLKSAN’ın 78 yıllık bir tarihi vardır ve 285. 830 üyesiyle 300 bine yaklaşan üye potansiyeli ile her ay emekli keseneğine esas olan matrahtan % 2 oranında, yaklaşık 90-100 TL tutarında üyeden aidat almaktadır” diyen Deniz “ son çeyrek asırda bürokratik ataletten bir türlü kurtulamayan, özel sektör kuruluşu gibi bağımsız iş görme becerisi de sergileyemeyen İLKSAN kimlik bunalımı yaşamaktadır. Sandık, KİT’lerin tasfiye edilmeden önceki verimsizlik, piyasa gerçeklerinden kopmuşluk ve yoğun siyasallaşma tuzağının tam içine düşmüş, ülkemizin bir takım kronik ve bürokratik hastalıkları da bünyesine sirayet etmiştir. İlksanın bugüne kadar sosyal, İktisadi ve siyasi alanda sergilediği performans, iş yapış şekli, üyelerine yaptığı ve yapamadığı hizmetler ile kurumsal itibarını gözünde bulundurduğumuzda sandığın ilham veren bir başarı hikayesi bulunmamaktadır” şeklinde konuştu.

“İlksanın bugüne kadar sosyal, İktisadi ve siyasi alanda sergilediği performans iş yapış şekli üyelerine yaptığı ve yapamadığı hizmetler ile kurumsal itibarını gözönünde bulundurduğumuzda sandığın ilham veren bir başarı hikayesi bulunmamaktadır” ifadelerini kullanan Deniz, “İLKSAN’da eskimiş bir sistem ve zihniyet yönetimi mevcuttur. Sandık maalesef liyakatli ellerde değildir. Mevcut yönetim ü̈retim ekonomisi yerine basit faizciliği tercih etmiş, şeffaflık yerine gizliliği esas alarak denetimden kaçmıştır” dedi.

Sandığın 2019 verilerine göre; İlksanın toplamda 1.9 milyar TL varlığı bulunduğunu, bunun 1.3 milyar TL’sinin ikraz alacaklarında, 517 milyonun banka hesaplarında, 121 milyonun da bina, arsa ve çeşitli varlık kalemlerinde bulunduğunu belirten Ali Deniz, “sandığın elde ettiği gelirlerin % 98,5’i faizden oluşmaktadır. Üretimden yatırımdan kaçan, ülkemiz için neredeyse sıfır istihdam yaratan, milli gelire herhangi bir katkı sunmayan, katma değer oluşturmayan, faiz kısır döngüsü ile zincirlenmiş olan sandığın mevcut tasarımına, işletme sistemine ve mevcut yönetim tarzına itirazımız var. Zayıf ve güçsüz mali varlığı, yanlış varsayımlarla yanlış işler yapmaktaki ısrarı yüzünden İLKSAN en başta öğretmenlerin birikimlerine zarar vermektedir. Başına gelen felaket ve başarısızlığından ders çıkarmayan, üretime dönük yatırım yapmaktan korkan, daha kötünün şerrinden uzak kalmayı mutluluk sayan, yokuş çıkmak yerine düzlüğü ve inişi tercih eden, süregelen girdaptan kurtulmak için yenilikçi kreatif hiç bir hamlede bulunmayan, çare arama hususunda çaba göstermeyen bu kurum kültürü ile karşı karşıya bulunuyoruz” dedi.

İLKSAN’da faiz esaslı işletmeciliğin işleyişini özetleyen Deniz sözlerini şöyle sürdürdü:

“İLKSAN üyelerden para toplamakta, ardından toplanan bu paralar ile üyelere bankaların faiz oranlarında ikraz, diğer adıyla ihtiyaç kredisi dağıtmakta buradan ve diğer banka mevduat hesaplarındaki faiz geçerleriyle de emekli olan üyelerine emekli yardımı yapmaktadır. 2020 yılı Eylül ayı verilerine göre 28 yıl boyunca İLKSAN'a aidat ödeyen bir öğretmenin İLKSAN'dan emekli yardımı olarak aldığı rakam 40 bin TL. İlksanın herhangi bir üretim tesisi veya fabrikası yoktur. TÜFE oranlarının altında emekli yardımı yapıyor. 300 bine yaklaşan üye sayısıyla ve toplamda 1.9 milyar liralık varlığı ile İLKSAN bir kaç basit bankacılık işlemi yapmaktan öte geçmiyor.”

“OYAK ve POLSAN gibi tamamlayıcı mesleki emeklilik kurumu fonksiyonu görmesi gereken İLKSAN, çok uzun süredir düşük ve verimsiz bir ekonomik performans sergiliyor. Öğretmenler arasındaki ekonomik ve sosyal birliğin simgesi olması gereken sandık, başarısızlığın faturasını doğrudan üyelere çıkarıyor. Dolaylı olarak da öğretmenlik mesleğine aslında itibar açısından katkı sağlamıyor, aksine zarar veriyor. Sandığın 2012, 2015,2106, 2017, 2018 ve nihayetinde 2019 yıllarında bankaların mevduat sahiplerine verdiği yıllık ortalama nema oranlarının altında gelir elde ettiği ve bu haliyle zayıf, durgun zarar eden bir işletme görünümü sergilediği çok net olarak anlaşılmaktadır.”

İLKSAN ve üyelik durumundaki hukuki sorunları da dile getiren Ali Deniz şunları söyledi:

“İLKSAN şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri yanında tamamlayıcı mesleki emeklilik kurumu iddiasını doğrulamak için; Sandığı her yıl Maliye ve Hazine Bakanlığının aktüeryal değerlendirmesine tabi tutmalıdır. Hazırlanan raporları da genel kurula sunmalı ve kurumun aktueryal kazanç kayıp tutarını üyelerle paylaşmalıdır. “

“Yönetim kurulundan denetleme kuruluna Sandığı idare eden tüm yönetim kadrosu ile birlikte genel müdürlük personelini de ekonomi, maliye, hukuk, banka ve sigorta alanlarında yüksek bilgiye tecrübeye gerekli profesyonelliğe ve görev yetkinliğine sahip kişilerden seçmeye özen göstermeli ve sürdürülebilir bir finansal performans sergilemeyi şiar edinmeli, eski alışkanlıklarından ve modası geçmiş yönetim zihniyetinden kurtulmalıdır. “

"Anayasa Mahkemesi verdiği kararla İLKSAN'ın mevcut hukuki durumunu tespit ve tescil ederek Milli Eğitim Bakanlığının da sorumluluğunu dolaylı olarak hatırlatmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı da İLKSAN'da sorumluluğunu fark etmelidir. Yönetsel açıdan ortadaki tablo da bunu net olarak göstermektedir. İLKSAN ana statüsüne göre yönetim kurulu 7 kişiden oluşuyor. Bu üyelerden 4’ünü Milli Eğitim Bakanlığı tespit ediyor, denetleme kurulu 3 kişiden oluşuyor, bunların da Milli Eğitim Bakanlığı belirliyor. Bakanlık tarafından İLKSAN genel kuruluna gönderilen 12 isimden 6’sı asil ve 6’sı yedek olmak üzere genel kurulda yapılan oylama sonucu yönetim kuruluna seçilmiş oluyor. Böylece yönetim ve denetim kurulunun çoğunluğu bakanlığın atadığı isimlerden oluşuyor. Bunun anlamı İLKSAN'da bakanlığın bilgisi dışında herhangi bir icraat yapılamamasıdır. Bu açıdan değerlendirildiğinde bakanlık İLKSAN'ın eğitim çalışanlarına çıkardığı ağır faturanın ortağı pozisyonundadır. Sandığın ana statüsünü yapma, değiştirme ve hükümlerini değiştirme yetkisi; ayrıca gerektiğinde sandığın kurullarını fes ederek seçimleri yenileme yetkisi de bakanlığa aittir. Bu durumda bakanlık ben duymadım, görmedim, bilmiyorum deme lüksüne sahip değildir, onuya ciddiyetle yaklaşmalıdır."

"Türkiye’de portföy yönetimi konusunda polis sandığı (POLSAN) örnek bir yönetim tarzı ortaya koydu. POLSAN'da tüm şirketler ilk kez 2020 yılında kar elde ettiler. Değeri iki yıl içerisinde % 52 varlık artışıyla 2.1 milyar TL ye ulaştı. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'nun ifadesiyle bugün mesleğe giren polisler bugünün değeriyle sadece POLSAN'dan 350 bin TL emekli ikramiyesi alabilecekler. POLSAN’daki iyileşmenin MEB tarafından da ciddiyetle örnek alınması gerektiğini düşünüyoruz. "

"Şimdi tam da burada şu cümleyi kurmak gerekiyor. 100 bin üyeli POLSAN 2 yılda %52 varlık artışı gerçekleştiriyor, bir yılda değerini 305 milyon TL yükselterek kar elde ediyor. Ancak 300 bin üyesi olan İLKSAN'ın değeri 1.9 milyar TL. İLKSAN 78 yıllık varlığı boyunca 305 milyon TL bir gelir elde edememiştir. Kara geçememiştir. Onun için bir tarafta emekli ikramiyesi olarak 350 bin ve 500 bin rakamların ifade edildiği bir tablo varken diğer tarafta onlarca yıl aidat ödeyen eğitim çalışanlarının 40 bin TL aldığı acı bir tablo var. İkisinin kıyasını İLKSAN üyelerine bırakıyorum."

"Biz POLSAN'da yaşanan bu güzel gelişmelerin İLKSAN'da da yaşanabileceğine yürekten inanıyoruz. İLKSAN'ın zarardan kurtulması, kara geçmesi, itibarının iade edilmesi ancak iyi bir yönetim ve yenilikçi bir yaklaşımla mümkün olacaktır. Sandık kendini sürekli tekrarlayan, zamanın ruhuna uyum sağlayamayan ve yapısal değişimin gereğini yerine getiremeyen yönetim anlayışı ve kurum hüviyetinden bir an önce sıyrılmalı, kurtulmalı, kurtarılmalıdır. Bunun tek ve en güvenilir yol seçimdir."

"İLKSAN'ın mevcut durumu kader olmaktan çıkarılmak zorundadır. İLKSAN'ı mevcut durumdan kurtarmanın tek yolu, 3 Nisan'da yapılacak temsilci seçimlerinde üyelerin, iradeleriyle İLKSAN yönetimini değiştirecek, yenileyecek temsilcileri seçmesinden geçmektedir. İLKSAN'ı yenilemek çağdaş ve kar elde eden bir sandık haline getirmek, eğitim çalışanlarının övüncü haline getirmek için tüm İLKSAN üyelerinin bu süreçte sorumluluk alarak seçim sandığına iradelerini yansıtmaları gerekmektedir."

Editör: TE Bilisim