Kan ver can ver diyorlar ama...

Kan ver can ver diyorlar ama...

Kan demek, canın diğer adı; kalp ve damarların da yoldaşı.

Ülkemizde yıllardır kamu spotları başta olmak üzere, çeşitli organizasyonlarla insanları kan bağışı yapmaları için duyurular yapılıyor.

Duyarlı olan vatandaşlarımız yapılan çağrıları dikkate alıyor, kan veriyor.

Hepimiz biliyoruz ki Kızılay, küresel anlamda aman diyenin yardımına koşuyor; kime kan lazımsa 'biz varız' diyor.

Özellikle son yıllarda Kızılay'a kurumsal anlamda çıta yükseltmesini sağlayan Kerem Kınık, şubeler bazında yenilenmeye gitti, buda kuruma farklı bir heyecan getirdi.

Her şehirde farklı noktalara kurulan kan araçları, vatandaşa kolaylık sağladı, anında kan verebilmelerinin yolunu açtı.

Geçen gün bir din görevlisi kardeşimiz, arkadaşı olan bir meslektaşımız tarafından kan vermesi için ikna ediliyor.

Üç ayda bir Kızılay'a can olan meslektaşım, arkadaşını etrafı fuhuş ticareti yapanlarla kuşatılan Kent Meydanı AVM'nin önündeki seyyar kan istasyonundakilerin karşısına çıkarıyor.

Aracın içerisindeki görevliye, bir camide memurluk yapan arkadaş, kan vereceğini söylüyor.

Kendisine verilen evrakları doldurmasının ardından, kimliği üzerinde olmadığı için ehliyetini görevlilere gösteriyor.

Şimdi sıkı durun, şaşırıp, sinirlenmeyin!

Kan aracında görevli personel hekim, kendisine uzatılan ehliyetteki fotoğrafa dakikalarca bakıyor, ardından din görevlisine senin kanını alamayız cevabını yapıştırıyor.

Şoka uğrayan vatandaş, neden diye sorunca "Ehliyetteki fotoğrafa siz benzemiyorsunuz, sizin sakalınız var, ehliyetteki sakalsız fotoğraf" diyor.

Şaşkınlık geçiren, kan vermek için onca yol tepip seyyar kan aracı görünce sevinen vatandaş, görevli hekime, "Ben otomobil kullanıyorum, devletin verdiği, polisin kabul ettiği, T.C numarası olan belgeyi kabul etmeniz gerekmiyor mu?" sorusuna hayır cevabı alıyor.

Din görevlisi kan vermeyi kafasına taktığı için olay yerinden ayrılıp, gazeteci arkadaşıyla Fomara Meydanı'nda bulunan diğer seyyar kan aracında soluğu alıyorlar.

Daha aracın kapısında kendilerini güler yüzle karşılayan personel, hiçbir zorluk çıkarmadan kan almışlar.

***

Evet, bu anlattıklarım iki gün önce Bursa'da yaşandı.

Kızılay Bursa Şube Başkanı Davut Gürkan'ı arayan mağdur şahidi meslektaşım,  durumu anlattığında Gürkan hayatının şokunu yaşadığını ve çok üzüldüğünü söylemiş. Gereğinin yapılacağını da ifade ederek, duyarlı davranmış.

Siz, koskoca Kızılay'a vizyon kazandırmak için gece gündüz demeden çırpının ama görevlendirdiğiniz bazı personel liyakatsizlik yapsın, eski Türkiye kafasıyla hareket etsin. Kurumu vizyonsuzlaştırsın, altınızı oysun.

Kan vermek isteyen vatandaşa zorluk çıkarsın.

Be mübarek adam, vatandaş kan vereceğim demiş, senin görev yaptığın seyyar araca tavsiye üzerine gelmiş.

'Ehliyetinde sakal yok, sen sakallısın, benzemiyorsun' diyerek insanlara zorluk çıkarıyorsun.

Senin yaptığını 15 sene önce TSK'nın nizamiyelerinde inançlı insanlara yapıyorlardı!

Adam kan vereceğim diyor hekim efendi, senden para, pul, kan istemiyor. Bundan sonra pratik düşün, vatandaşın kimliği olmasa da al kanını, gülümse, gönül köprüsü kur gerisi kolay.

***

ENFLASYON DÜŞÜK ÇIKMIŞ!

Hakikaten çok ilginç

İstatistik Kurumu haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Tüketici fiyatları haziranda aylık bazda yüzde 0,03 artarken yıllık artış yüzde 15,72 oldu.

Rakamlara baktığımızda her şey toz pembe ama.

Gelin görün ki elektrik başta olmak üzere, çay, şeker ve daha birçok gıda maddesine gelen zamlar, göz önünde bulundurulmamış.

Yani bir de hayatın gerçekleri var.

Nasıl mı?

Asgari ücretle geçinen vatandaş, harcamalarda kısıtlamaya gitmesinden dolayı da enflasyonun düşük çıkması en büyük neden.

Çünkü paran varsa harcama yaparsın, yoksa arpacık kumrusu gibi sadece hayal kuransın!

***

BİR SÖZ

Sömürü ve işgal var ise ya istiklal ya ölüm diyen de vardır.

Tuncel Kurtiz