Bir çocuk büyümeye başlarken annesinin,babasının yani etrafında kimler varsa onlarla tanışır.
Anne,baba sevgisiyle büyüyeceğini bilir(tabi normal bir aile olarak söylüyorum). Anne,baba,dede,anneanne,babaanne ... vs. kim varsa onlarla ve onların sevgisiyle tanışacağını bilir tıpkı altın bir tepside sunulan yemek gibi sevgi en güzeliyle sunulur.
Onu hep seveceklerinden hep koruyacaklarından emindir. Bu sevgi aşırı olursa şımarıklığa az olursa güvensizliğe neden olur o yüzden dozu iyi ayarlamak lazımdır.
Sevmek ve sevilmek bu iki duygu insan hayatında en önemli iki unsurdur.
Bu söylediğimizde hep başkalarını sevmek başkaları tarafından sevilmek aklımıza gelir.
Peki kendimizi sevmek hiç aklımıza geliyor mu ? Bu soruyu kendimize kaç kere sorduk ?
Çocukken büyükler tarafından sevilmek büyük bir ihtiyaç oluyor.
O zamanlar kendimizi sevmeyi bilemiyoruz. Hatta annenin,babanın,öğretmenin dediklerini yaparsak daha çok sevilebileceğimizi bile düşünürüz.
Çocukken bu düşünce çok masumca ama büyüdüğümüzde öyle değildir.
Çocuklarımıza özel olduklarını kendilerini sevmelerini öğretmek lazım aile her zaman yanındadır belki ama büyüdüğümüzde her zaman yanımızda olmayacaklardır.
Kendini sevmeyi bilmeyen bir yetişkin çocukluktaki gibi başkalarının sevgisi ile beslenmek ister yani başkalarının istediklerini yaparak değer görüleceğini,mutlu olacağını,sevineceğini düşünebilir.
Böyle davranan birey kendinden ne kadar ödün verdiğini farketmez sonra da hayatını hep başkaları için yaşamış olur.
Kendisini seven kendisinin ne istediğini bilen kendisiyle iyi ya da kötü her yönüyle barışık olan kişi özellikle de ikili ilişkilerde ve toplum içinde değer görür,özgüvenli olur,güçlü olur,ezilmez ve en önemlisi ise mutlu olur hayattan keyif alır.
Şimdi şu soruya cevap verin. Ben kimim ? Ne istiyorum ? Bu hayat kimin ? Kendimi seviyor muyum ?
Günün Sözü: Her şeye baştan başlamaktan korkma.
Psikolog Çetin Öztürk
İnstagram: psikologcetinozturk