Haber-Metin HARIKÇI
Topkan mesajında; “Atatürk’ten önce savaş kazanan Türk komutanlar, kendi adlarıyla devlet kurdular. Selçuklu devleti, Babür devleti, Karahanlı Devleti, Timur İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu, savaşı kazanan Türk Komutanın adlarıyla kurulmuşlardır. Türk Kurtuluş Savaşı bittiğinde Kurtuluş Savaşı’nın Başkomutanı Mustafa Kemal Tek egemen güçtü. Her istediğini yapacak ve yaptıracak güce sahipti. İsteseydi kendi adıyla bir Türk devlet kurabilirdi. Kendisini padişah ya da kral ilan edebilirdi. 622 yıl süren Osmanlı İmparatorluğunda padişahlıkla yönetilmiş olan Türk toplumu, buna hazırdı. Bu kararı yadırgamazdı. 1923 yılında Avrupa ülkelerinden İngiltere krallıkla, Fransa, İspanya, Portekiz, Yunanistan askerler diktatörlükle, Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini, diktatörlüğü ile yönetiliyordu. Doğu’da Asya ülkelerinden Afganistan krallıkla, İran Şahlıkla, Sovyetler birliği ve Çin proleter diktatörlükle yönetiliyordu. Devlet başkanları devleti tek başlarına aldıkları kararla yönetiyorlardı. Dünyada Halk egemenliğine dayalı olarak yönetilen ülke yoktu. Avrupa ve Asya ülkelerinin diktatörlüklerle yönetildikleri dikkate alındığında, Kurtuluş Savaşı’nın başkomutanı Mustafa Kemal kendi adıyla tek başına aldığı kararlarla yönettiği bir devlet kursaydı, bu durum dünyada da yadırganmazdı. Türk Kurtuluş Savaşı’nın Başkomutanı ve Savaşın galibi Mustafa Kemal, kendi adıyla bir Türk devleti kurma, padişah, kral ya da padişah olma, kuracağı devleti tek başına aldığı kararlarla yönetme peşinde koşmadı. Kendisini yüceltmenin değil halkını yüceltmenin peşinde koştu. Halk egemenliğine dayanan yönetim şekli olan, cumhuriyet yönetimini benimsedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği ile 29 Ekim 1923 tarihinde toplumun tüm kesimlerinin temsilcilerinden oluşan Büyük Millet Meclisi’nde milletvekillerinin oylarıyla alınan kararla, Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazı üzerine halk egemenliğine dayanan laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruldu. Cumhuriyetin kuruluşu, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği Meclis’te, milletvekillerinin “Yaşasın Cumhuriyet” alkışlarıyla, ilan edildi. Atatürk’ün halkın görüş ve önerisini alarak halkçılık esaslarına dayalı olarak kurduğu, Atatürk’ün yönetiminde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından halkçılık ilkeler esas alınarak kurulan halk egemenliğine dayanan laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti tarafından devrimler yapıldı. Yapılan devrimlerle yaşama geçirilen toplumsal, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yenilik, değişim ve dönüşümlerle insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı yapmadan, insan odaklı, insana değer ve önem veren, insanı yüceltmeyi amaçlayan, demokrasi ve hukukun egemen olduğu özgür, eşit ve dayanışmacı bir toplum yaratıldı.
Doğulusuyla Batılısıyla dünyanın önde gelen tarihçileri, siyaset ve sosyal bilimcileri, araştırmacıları, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Atatürk’ün yönetiminde Toplumun kesimlerinin temsilcileri milletvekillerinden oluşan TBMM’sinde alınan kararla kurulan Halk Egemenliğine dayanan laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin 20. Yüzyılın en büyük yenilik, değişim ve dönüşüm projesi olarak kabul ettiler. Atatürk’ün liderliğinin, düşünce sistematiğinin, insana bakışının, evrensel olduğunu, dünyaya yön veren tüm zamanların yaşayan lideri olarak kabul ettiler ve ilan ettiler. Emperyalist ülkelerini işgali ve sömürüsü altında yaşayan Afrika, Güney Amerika, Doğu Asya ülkeleri, Atatürk’ün Türk Kurtuluş Savaşı’nda ortaya koyduğu liderliği kendilerine örnek aldılar. Onlarda ülkelerinde kurtuluş savaşı başlattılar ülkelerini bağımsızlığa kavuşturturdular. Ülkelerinde benzer toplumsal, sosyal değişim ve dönüşümleri yaşama geçirdiler. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran dünyaya yön veren örnek alınan ve örnek gösterilen Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum.” Şeklinde konuştu