Hep söylenir ölümün saati yok diye
Bunu bilip yaşar gidersin
Ve hiç ummadığın bir anda
Bakıverirsin
hayat seni öyle bir sınav yapıyor ki
Yaşamındaki en büyük sınavın en acısıdır
ölüm
Ailenden,sevdiklerinden
birini kaybettiğinde
Dünyan yıkılmış altında kaldığını hissetmektir
Ne kadar büyük acıdır,
yangındır ki
O an boğazın düğüm düğüm olur
Bağırmak istersin avazın çıktığı kadar
Fakat sesin bir türlü çıkmaz
Sanki bir el sıkıvermiş nefesin kesilmiş gibidir
O anki kalbinin sesini hangi gök gürültüsü bastırabilir ki?
İçinde öyle yangınlar yanıyorken dumanı görülmez
O kadar ağlarsın ki gözpınarların kurur akmaz
Yüreğinde çığlıklar kopar
fakat hıçkırıklarını,
feryatlarını kimse duymaz
Bedeninde yanan volkanın derin ateşini
Hangi kelimelerle ifade edemeyecek kadar acı verir ki insana
Ölüm gibi
Sevdiklerini bir daha görememek,
sarılamamak,
konuşamamak
Kalbini inceden inceye acıtır,
sızlatır
Ve bazen zamansız gelip kapını çalan ölüm
Hayatı yarı yolda bıraktırandır
Ölüm geride kalana
öyle bir acı verir ki
ciğeri paramparça Ruhu,bedeni enkaz altında bırakır
Bunun hiç bir tarifi olmaz,
telafisi olmaz
Ölümün en acımasız halidir
Her geçen zaman dindirebilir mi?
acılarımızı,
kayıplarımızı dersin
Ve zaman bazen acılarımızı dindirmeye yetmiyor
ölüm gibi..
Serap KAPLAN