“COVID-19 salgını sürecinde bir Ramazan Ayı’nı daha bitiriyoruz. Bu süreçte evde daha fazla zaman geçirmeye bağlı olarak da hareketliliğimiz azaldı” diyen Prof. Dr. Budak, Ramazan Bayramı’nda beslenme konusunda bilgiler paylaştı.
Prof. Dr. Budak “Ramazan Ayının sonunda bayramı kutlayacağız. Bizler her bayramı ikramlarımızla kutlar, mutfağımızda var olanı paylaşırız. Önemli olan bunları ölçüsünde ve sağlığımızı bozmadan yemek” uyarısında bulundu.
SU İÇEREK GÜNE BAŞLAYIN
Ramazan Bayramı’nın bu yıl yine sıcak havalarda ve salgın sürecinde kutlandığını belirten Prof. Dr. Budak, “Bu nedenle vücudu susuz bırakmamak ve zararlı maddelerden arındırmak için güne su içerek başlayın. Yemekten önce ve sonra gün boyunca 10 bardak su için” dedi.
Şekerli ve gazlı içeceklerin susuzluğunuzu gidermediği gibi daha fazla susuzluğa neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Budak, “Bu tür içeceklerin tüketilmemesini öneriyoruz. Türk mutfağında yemeklerinin yanına soğuk ayran, kefir ve limonata daha çok yakışıyor. Çay ve kahve ise özgün tat ve kokusuyla, şeker eklemeden içilmeli” diye konuştu.
3 ANA ÖĞÜN YEMEK BAYRAMDA DA ÖNEMLİ
En sağlıklı yemek alışkanlıklardan birinin güne kahvaltı yaparak başlamak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Budak, “Vücudun gün boyunca harcayacağı enerjiyi karşılamak üzere güne sabah kahvaltısı yaparak başlayın. Kahvaltıda özellikle peynir ya da yumurta, domates, salatalık, taze yeşillikler ve kepekli ya da tam tahıllı ekmek çeşitlerini tüketin. Günün diğer öğünlerinde tatlı yemeniz kaçınılmazsa kahvaltıda bal, reçel, marmelat ya da pekmez yemeyin” ifadelerini kullandı.
Pilav, makarna, börek gibi tahıl yemeklerinin olduğu öğünde ekmek tüketilmemesi önerisinde bulunan Prof. Dr. Budak, şöyle devam etti:
“Acı ve fazla baharatlı yemekler yemeyin. Yemeklerinize tuz eklemeyin. Özellikle akşamları harcayacağınızdan daha fazla enerji almanıza neden olacağından yağlı ve çok çeşitli yemeklere sofranızda yer vermeyin. Sebze yemekleri, kuru baklagil yemekleri, çorba, salata ve cacık tercih edin. Ara öğün olarak da fındık, ceviz, ay çekirdeği, badem ve fıstık çeşitleri ya da taze meyveleri tüketebilirsiniz.”
TATLI YERKEN DİKKAT EDİN
“Bizde bayram tatlıyla gelir. Sütlü, şerbetli tatlılar, şekerlemeler, lokumlar, çikolatalar ve dondurma yemeden olmaz. Ama ölçüsünde, günde iki dilim baklava ya da bir kâse sütlaç kadar, daha fazla değil” uyarısını yapan Prof. Dr. Budak, şunları kaydetti:
“Şekerlemeleri yerseniz diğer tatlıları yemeyin. Özellikle şeker, kalp hastası iseniz, hipertansiyonunuz varsa, kanda yağ düzeyiniz yüksek ya da şişmansanız tatlıların yerine meyve ya da dondurma tüketin.”
YETERLİ VE DENGELİ BESLENİLMELİ
Sağlığın COVID-19 salgını tehdidi altında olduğu bu dönemde açıkladığı bilgilerin yeterli ve dengeli beslenmeye de katkısı olacağını anımsatan Prof. Dr. Budak, “Vücudumuzun savunmasını sağlayan bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması için de özellikle soframızdan taze sebzeler, meyveler, kuru baklagiller, yoğurt, kefir ve yağlı tohumları eksik etmemeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Hareket etmenin bedenin yanı sıra ruh sağlığının korunmasına katkısı göz önüne alınarak her gün koşullar uygun fiziksel aktivite yapılmasının bu dönemde çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Budak, sözlerini şöyle tamamladı:“Yine güneşli ortamda yaptığımız fiziksel aktivite sırasında D vitamini ihtiyacımızı da karşılayabiliriz. Hem lezzetin başkentinde yaşıyoruz hem de bayramlar kültürümüzün önemli zamanları. Yiyeceklerimizi ziyan etmemek ve olmayanlarla paylaşmak bayramın ruhudur. Her zaman olması gerektiği gibi yeterli ve dengeli beslenmek de bedene saygıdır. Sağlıklı ve huzurlu bayramlar diliyorum.”