İçinde bulunduğumuz ay, bir düzenin, intizamın yolunu açıyor.
Yanlışa, yanılmışlığa son vermek için son düzlükten bahsediyor.
Gerçi bu ayın önündeki ve sonrasındaki aylarda, insanın kendisini formatlaması için fırsat ama ramazan başka işte.
İyilik sokağında gezinmek istediğinde, kapıların sonuna kadar açık olduğu ama kötülük caddesinin de sana gülümsediğini inkâr etmeyelim.
Yani ne verirsen elinle, o gider seninle.
Ramazanı pazara benzetiyoruz; doğruyu haykırma, yanlışın söylendiği kocaman bir alan.
Fırsat bu fırsat deyip, farklı camilerde teravih kılmayı, o mescidin müdavimleriyle tanışmayı, maaşlı memurunun cemaatle kurduğu diyaloğu izlemek için bir imkân sunuyor.
Mesela, zekât verirken elinizi ve cebinizi titretmeyin diyor ramazan.
Fakirliği ortadan kaldırmak için çaba göstermeyi, fakirlere sadaka vererek böbürlenmemeyi emrediyor, 'çaresizliği ortadan kaldıran adımlar atın, bir şey yapın, eylem adamı olun' diyor.
Aylar öncesinde 'beş yıldızlı otel hapsi' için rezervasyonları düşünmeyi akıl ettiğiniz kadar, yaşadığınız şehre değer katacağını söyleyenleri uyarmayı da akıl edin diyor.
Oruç tutun, hak yemeyin derken; kalan 11 ayda da hakkın gazabından çekinerek hareket edin diyor.
Hak, adalete, liyakate dikkat edilmesini emrediyor.
'Gelene ağam, gidene paşam' demeye son verin, sadece Allah'a kul olun, kimsenin önünde eğilip, bükülmemeyi emrediyor, ramazan.
Makam ve mevki sahibi olunca güç zehirlenmesine uğrayanlara, hadi oradan denmesini öğütlüyor, örgütlüyor kutlu ay.
Hülasa, sözden çok, esaslı eylemleri kim hayata geçiriyorsa, aynı dünya görüşünü paylaşmadığı insanın yüzünü kim güldürüyorsa, 'o'nu alkışlayın, takdir edin, bütün algıları çöpe atın' diyor, Recep'le Şaban'ın arkadaşı.
***
HER ŞEY NASIL GÜZEL OLUR?
Şimdilerin en meşhur ve sihirli kelimesi, 'her şey çok güzel olacak.'
Ama her şeyin güzel olması için kimseyi ötekileştirmemek gerekiyor.
Nefret dilini terk etmek, bizden değilsen kafirsin, mürtetsin anlayışı, gaza getirme çabalarına son verilmesi gerekiyor.
Her ne pahasına olursa olsun, kimseye küfür etmeden, saygı çerçevesinde gerçekleri anlatmanın yolunu seçmek lazım.
Yakıp yıkarak, küfür ederek elinden alınan 'hak'ın geri gelmeyeceğini bilmek gerekiyor.
Yapılması gereken tek şeyin, herkesin sevgisini, güvenini, muhabbetini kazanmak.
Sonrası çok kolay, 'yıkılmaz bu kale' diyenler bile şaşırıp kalıyor. Duvara yazı yazmaktansa, kalpleri kuşatmayı denemek daha anlamlı.
Örnek mi istiyorsunuz; asla sapmayan, şımarmayan, güçlünün yanında değil, zayıfı güçlendirme derdinde olan, Mekke'yi kansız bir şekilde feth eden Hz. Peygamber.
***
BÜYÜK BAŞKAN İBRAHİM YAZICI
Tam 6 yıl olmuş, efsane başkan İbrahim Yazıcı bu dünyadan göçeli.
O, tarih 'yazıcı' oldu.
Şampiyonluk İstanbul'un dışına çıkamaz, çıkarmazlar diye far fara yapanları şaşkına çevirdi.
Bursa'ya kocaman bir değer kattı, yeşil beyaz armaya herkes saygı duymak zorunda kaldı.
Şimdi nereden nereye...
Bugün o şampiyon takımı el birliğiyle küme düşüren çapsızlar var ortada.
Belki sık tekrar ediyorum ama...
Siyasetçisinden, sanayicisine, sivil toplum kuruluşuna kadar herkes, Bursaspor'un çırpınışı karşısında ölü taklidi yapıyor!
***
BİR SÖZ
Karanlık karanlığı defedemez: bunu sadece ışık yapabilir. Nefret nefreti defedemez: bunu sadece sevgi yapabilir.
Martin Luther King