Başkan Tokur yaptığı açıklamasında; “Çanakkale’de olduğu gibi birlikte ve sorumluluk bilinci içinde hareket etmemiz gerekmektedir" diyerek bütün gazi ve şehitlerimizi minnetle ve saygıyla andı.

"Milletlerin geçmişlerinde, onları tarih sahnesinde tutan ya da tarihten silinip yok olmasına neden olan dönüm noktaları vardır. Milletlerin olağanüstü dönemlerde gösterdiği refleksler, geleceklerini belirler. Hiç kuşkusuz ki, Çanakkale Savaşı Türk milletinin yakın tarihindeki en önemli dönüm noktalarından bir tanesidir. Zamanın en modern ordularına karşı, ayaklarında postal, sırtlarında bir parka dahi olmadan, günlerce hiç uyumadan, aç, susuz kalmasına rağmen destansı bir mücadele ile direnen kahraman Türk milletinin, tarihe kanlarıyla “Çanakkale geçilmez” yazdığı büyük zaferin 105. yıldönümünü idrak ediyoruz. Çanakkale Savaşı, siyasi ve sosyal sonuçları itibarı ile tarihin akışının değiştiği, zamanın en teknolojik silahlarıyla donatılmış yenilmez denilen emperyalist orduların, Türk milletinin inancı, azmi ve cesareti karşısında diz çöktüğü kahramanlık destanıdır. Son iki asırdır sürekli gerileyen Osmanlı İmparatorluğu’nun kazandığı bu zafer; her ne kadar Devletin çöküşünü engelleyememiş olsa da bizlere, gösterdiği üstün askeri ve siyasi dehasıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hediye etmiş, Çanakkale Zaferi ile moral motivasyonu yükselen Türk milleti daha sonra İstiklal mücadelesini başlatarak bu emperyalist saldırıyı sonsuza dek bertaraf etmiştir. Bu anlamda Çanakkale Zaferi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını ve cennet vatanımızın kurtarılmasını sağlayan fikriyatın kaynağı olmuştur. Kültür coğrafyamızda özellikle son birkaç yıldır şiddetini giderek artıran çatışmalar ve bu çatışmaların ülkemize olan yansımaları, bu bölgenin yeni bir hesaplaşmanın merkezi olacağını, 21. yüzyılın dünyasının yine bizim coğrafyamız ekseninde şekilleneceğini ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda gerek sınırlarımız içinde gerekse sınırlarımız dışında gerçekleştirdiğimiz operasyonlar, 100 yıl önce yarım kalan planlarını tamamlamak arzusuyla bölgemizi etkisi altına almak isteyen güçlere karşı verilen bir ölüm kalım mücadelesidir. Bu gerçekler bizlere vatan sevgisinin bir erdem değil bu coğrafyada hayatta kalmak için bir mecburiyet olduğunu ortaya koyuyor. İçinde bulunduğumuz zaman ülkemizin her karış toprağını ve değerlerimizi yeniden Çanakkale ruhu içinde, Devletimizin kuruluş prensipleri çerçevesinde müdafaa etmeyi zorunlu kılmaktadır. Görünen odur ki, hak ile batılın, doğru ile yanlışın, iman ile maddenin 21. yüzyıldaki hesaplaşması da bu topraklarda ve etki alanımızdaki coğrafyada gerçekleşecektir. Tarih, bir kez daha bu ulvi görevi Türk milletinin omuzlarına yüklemektedir. İçinde bulunduğumuz durum ne olursa olsun, geçmişimizden aldığımız feyz ve yüreğimizdeki imanla her türlü mücadeleyi vermeye hazırız. Korkmuyoruz, çekinmiyoruz, gelecek kaygısı taşımıyoruz. Üst üste gelen felaketlere rağmen geleceğimizden umutluyuz. M. Akif’in “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez/ Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” Dizeleriyle hayat bulan bir olma mecburiyetimiz, bizlerin bu vatandaki varlığı, huzuru ve güvenliğinin teminatıdır. Bu noktada son günlerde ülkemizi de etkileyen küresel virüs salgınıyla mücadele de vatan müdafaası derecesinde önemlidir. Alacağımız bireysel tedbirlerin toplumumuzu büyük bir felaketten kurtaracağının altını çizmek isterim. Bu tarihi günlerde “vatanımı ve milletimi seviyorum” diyen herkesin bu bilinçle hareket ederek hem toplumsal birlikteliğimiz hem de salgınla mücadele noktasında üzerine düşen görevi yerine getirmesi, halkımızın Çanakkale’de olduğu gibi birlikte ve sorumluluk bilinci içinde hareket etmesi gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen olarak dört bir yanımızın küresel güçlerle sarıldığı, virüs tehdidinin toplumları sokağa dahi çıkamaz hale getirdiği bu olağanüstü günlerde, şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar için her türlü bedeli ödemeye hazır olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bundan 105 yıl önce dönmeyi düşünmeden istiklâl yoluna düşenler gibi bizler de aynı inanç ve kararlılıktayız. Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nın kırılma noktası olan “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” şeklindeki talimatıyla ölüme koşan kahraman ecdadımıza layık olacak, hak yolundan dönmeyeceğiz.

Türk milletinin Çanakkale Zaferi’ni ve Şehitler Haftası’nı kutluyoruz. Başta biricik varlığımız Devletimizi, demokrasimizi ve cumhuriyetimizi bizlere hediye eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen gelmiş geçmiş bütün gazi ve şehitlerimize minnetlerimizi ifade ediyor, emanetlerine sahip çıkacağımıza söz veriyoruz.” Şeklinde konuştu

Editör: TE Bilisim