“Sizi yeryüzünden yaratıp meydana getirdi ve orayı îmâra memûr etti.” (Hud, 61)

“ Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip eder...” Turgut Cansever

  • Yerel Yönetimler konusunu ele alırken evvela “kent” ve “şehir” farkını açıklamamız gerekli. Kavramlarımız manamızdır. Manamız ise kim olduğumuzdur.
    Kavramlarını bilmeyen ve kavramlarına sahip olamayanlar, başkalarının kavramlarının nesnesi olurlar.

    Kent: Farsça ‘kasaba’ anlamına gelir. Özünde “inşaat” vardır. Daha çok mekân, daha az yaşam vardır. Modern rezidanslar, yüksek binalar, beton yığınları, topraktan kopuk alanlar… Batı’dan bize geçen bir kavramdır.


Şehir: Arapça ‘İl’ anlamına gelmektedir. Dolaysıyla şehir ‘eyalet’ anlamına da gelmektedir Şehir bir medeniyeti kapsar. Kültürün şekil bulmuş halidir. Ayasofya’dır, Süleymaniye’dir, Selimiye’dir, Mostar’dır, Kudüs’tür, Mekke’dir, Medine’dir…

  • Şehrin öznesi insandır. Gönüldür. Manadır. Medeniyettir. İmardır. İmandır…
  • İslam’da şehirler vardır. Endülüs İslam Şehri, Bilâdü’ş-Şam, Buhara, Semerkant, Taşkent, Belh, Kahire, Ahlat, Bursa, Konya, Mostar, Bosna ve daha niceleri… Hepsinin içinde insan vardır.
  • Batıda kentler vardır. İnşaat vardır. Şekil vardır. Mekân öznedir. İnsan nesne… Doğu’da şehirler vardır. Zamanı saatler değil, ezanların belirlediği. İnsanın köle olarak binalara tutsak olmadığı, Cami ve meydan merkezinde şekillenen şehirler…

  • Yerel Yönetimler şehrin akışını bozmadan düzelten, şehrin ruhunu koruyarak imar eden yapılar olmalı. Ancak ne yazık ki bu anlayış günümüzde unutuldu. Şehirleri Kente kurban ettik. İnşa ettik; ama imar edemedik.

  • Kabe’nin mimarı Hz. İbrahim’dir. Kabe’yi merkez yapıp bir insanlık medeniyeti inşaa etti. Şehirlerin Anası Mekke’nin kalbine taşı değil, Hz. Hacer’in gayretini, Hz. İsmail’in teslimiyetini koydu.

  • Kur’anda Hz. Allah, Hz. İnsana hitaben buyurur: “… Sizi yeryüzünü imar edesiniz diye gönderdik.” Bu imar İnsanlığın Atası Hz. Adem’den son insana kadar olan bir süreçtir. İnsanlık temelde ikiye ayrılır:
    1. Yeryüzünü İmar Edenler,
    2. Yeryüzünü İfsad Edenler.

  • Yerel Yönetimlerin temel amacı “Yeryüzünü İmar Edenler” olmalı

  • Yerel Yönetimlerin ana hedefi insan öznesi olmalıdır. İnsanın temel ve merkez olduğu imar faaliyetleri olmalıdır. Bu bağlamda gönülleri imarla işe başlanmalıdır. Ruhların dinleneceği, gönüllerin açılacağı, zihinlerin yeni keşiflere çıkacağı imar faaliyetleri olmalıdır.
  • İbn-i Haldun’un büyük bir medeniyet tasavvuru olan “Umran” imardan alınmış bir kavramdır.
  • Son tahlilde baktığımızda günümüz anlayışı, imarı unutan, inşayı önceleyen, şehirden göç edip kente yerleşen bir anlayışın varlığıdır.