Sevgili Dostlar,

“Aşk, kılavuzluk istemez tek başına yol alır” M.İkbal.

Koronalı günlerde tefekkür, insanlığın en büyük kazancı olacak.

Kapitalist düşüncenin bir örümcek ağı gibi sarmaladığı ufkumuz, her bela bir nevi rahmettir, düsturundan hareketle bizleri gönül dünyamıza teşyi eden ulu bir ses oldu.

Bir kıvılcım bekleyen alesta ruhumuz tekrar mihverini buldu. Bu sayede ruhumuzu taziz ettik.

Ruhunun derinliklerinden habersiz yaşamak ne kadar büyük bir acziyet sadece görünen ile kifayet ve bütün bir dünyasını bu minvalde inşa etmek...Tefekkür, tefehhüm ve tedebbür şanlı bir medeniyetten tevarüs eden. Ben düşündüm, ne kadar mülevves bu fikre mukabil!.

İtikaf denilen kutlu mirası tekrar yeşertmeliyiz . Bir medeniyet kavgasını tekrar verebilmeliyiz. Düşünmek için evimizin her bir köşesini ifraz etmeliyiz adeta bu senin köşen bu benim köşem diyerek ailemizin her bir ferdine ..

.....

Sen geldin benim deli köşemde durdun

Bulutlar geldi üstünde durdu

Merhametin ta kendisiydi gözlerin

Merhamet saclarını ıslatan sessiz bir yağmurdu

Bulutlar geldi altında durduk

....

Sen geldin benim deli köşemde durdun

Bulutlar geldi üstünde durdun

Merhametin ta kendisiydi gözlerin

....

Düşünmek, ebediyete açılan tek kapı. Tarih boyunca araladı durdu bu kapıyı mütefekkir. Bir kısmı dalıverdi bu kapıdan, ebediyete uzandı. Bir kısmının ise gözleri kamaştı, gerisin geri tepe taklak oldu sarıldı taşa toprağa.

Bu korona illetini fırsata çevirip eğitim müfredatımızı olabildiğince sadeleştirmeliyiz. Bu topraklara ait olmayan ne varsa hepsi tek tek söküp atmalıyız.

Grift kavramlarla çocuklarımızın zihinleri bulandırmadan bize ait mefhumlarla genç dimağları şenlendirmeliyiz.

Yıllardır bize umut olsun diye başka diyarlarda aydın arar dururuz kendi kutuplarımızda habersiz olarak.. Münevver mi arıyorsun her karışında irfan fışkıran bu topraklara dön bak ..

Madde karanlığı, akıl ışığı ile;

Cehalet karanlığı, ilim ışığı ile ;

Nefis karanlığı, marifet ışığı ile ;

Gönül karanlığı da aşk ışığı ile aydınlanır

H.Bektaş Veli

Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben, Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,

Bir öyle garip hale bugün geldim ki Sen ben misin, bilmiyorum, ben mi senim

Mevlana